
Türk Edebiyatı’nın en özgün isimlerinden olan ve maalesef değeri geç anlaşılan Tezer Özlü yaşadığı 43 yıllık kısa hayatında sadece üç kitabının yayımlandığına tanık oldu. İlk kitabı olan Eski Bahçe 1978 yılında yayımlandı, bu eseri çeşitli dergilerde yazdığı öykülerinden oluşuyordu.
1980 yılında yayımlanan ilk romanı Çocukluğun Soğuk Geceleri ve 1983 yılında piyasada yer bulan Yaşamın Ucuna Yolculuk (Bir İntiharın İzinde) adlı eserleri ise otobiyografik roman özelliğindeydi. Özlü bu iki romanında hayatla varoluşsal düzeyde bir hesaplaşmaya girmiş, anlamsızlık, amaçsızlık ve boşluk içerisinde bir hayatı sürüklemiştir iç dünyasında.
Özlü’nün eserlerinde hayatın kanayan yüzlerini daha çok gördüğünden olsa gerek karamsar bir hava seziliyor dense yanlış olmaz sanırım. Özlü’nün en büyük başarısı hayatı yorumlayışını eserlerine başarılı, içten bir anlatımla okuyucuya aktarabilmesidir. Özlü, iki eserinde kendi hayatını tüm yönleriyle sunarken okuyanda hayatla ilgili birçok şeyi anlama ve keşfetme imkanı da yaratır. Onun yorumları sizdeki birçok açmazında cevabıdır. Hayatı anlamlandırma yolunda sizinle aynı alınyazısını paylaştığını, hayatın anlamsız ve gereksiz çabalar yığını olduğu sonucunu çıkarmada yalnız olmadığınızı hissettirir. Yalnızlığınızın en iyi eserleri olabilir Özlü’nün romanları. Peki, Tezer Özlü yeryüzüne nasıl katlanabilimiştir? Anlamsız, gereksiz, geçici, varoluşsal bunalımların olduğu bu yeryüzüne nasıl tahammül edebilmiştir? Kardeşi Sezer Duru’nun derlediği “Yeryüzüne Dayanabilmek İçin” adlı eser Tezer Özlü’nün çeşitli dergilerdeki özellikle Milliyet Sanat’taki yazılarından oluşuyor.
Tezer Özlü’nün yeryüzüne dayanabilmek için kendince oluşturduğu en güzel evren yazmanın olduğu evrendir. Özlü’ye göre hayatın tüm acılarına katlanmak, anlamsız hayatı anlamlandırmanın en doğru yolu yazmaktır. Bu eserde de gördüğümüz üzere Tezer Özlü, başarılı bir yazmanın iyi bir kültür – sanat takipçisi olmaktan geçtiğini ispatlar. Daha çok Almanya’da yaşadığı zamanlardan kalma bu yazılar da Özlü, film festivallerine katılmış, filmlerle yönetmenleriyle ilgili eleştiriler de bulunmuş, yazarlarla yönetmenlerle röportajlar yapmış, başarılı bulduğu yazarlarla, yönetmenlerle ilgili yazılar yazmış, onlarla ilgili objektif değerlendirmeler yapmıştır. O zamanlar eşi olan Erden Kıral ile ilgili Erden Kıral’ın festivallere katıldığı filmleriyle ilgili değerlendirmeler de yapmıştır.
“Yeryüzüne Dayanabilmek İçin” adlı derleme Tezer Özlü’nün özellikle sinemaya olan tutkusunu gösterir. Zaten Tezer Özlü’nün yazdığı senaryolarında olduğunu biliyoruz. 1998 yılında yayımlanan “Zaman Dışı Yaşam” buna örnektir. “Yolda Tezer Hanım” adlı 2004 yılı yapımı Erden Kıral filmi Tezer Özlü’nün yaşamı üzerine kurgulanmıştır. Bu filmde Tezer Özlü’yü Yelda Rerynaud canlandırmıştı.
Yeryüzüne Dayanabilmek İçin” Tezer Özlü severlerin mutlaka okuması gereken bir kitaptır. Tezer Özlü’nün sadece karamsar bir dünyasının olmadığını göstermesi açısından, kültürün sanatın hayatı yaşanılır kıldığını sunması açısından önemlidir. İnsan hayata tutunabildiği sürece tutunabilecek bir değer bulduğu sürece yaşayabilir. Özlü de yazmak, okumak, izlemek ve sorgulamak üzerine bir yol seçmiştir.