
2013 Fransız yapımı “Blue Is the Warmest Color – La vie d’Adèle – Mavi En Sıcak Renktir” filmi, 15 yaşında Adele isimli genç bir kızın cinselliği üzerine farklı, doğal, sıradışı bir film. 2013 yılı Altın Palmiye ödülünü de kazanan film, cüretkâr sahnelerinden dolayı oldukça tepki görse de BBC tarafından 23 Ağustos 2016’da yayınlanan “21. Yüzyılın En İyi Filmleri” listesinde 45. sırayı almayı başarmıştır. Başrollerini Léa Seydoux ile Adèle Exarchopoulos’un paylaştığı film, Julie Maroh’un Le bleu est une couleur chaude isimli çizgi romanından uyarlanmıştır.
Adele, ergenlik çağındadır ve cinselliğini yeni yeni keşfetmeye başlamıştır. Adele’in hemcinslerinden farkı eşcinsel olması. Eşcinsel dürtüleri olan Adele, mavi saçlarıyla kendini fark ettiren Emma’yı tanıyarak eşcinselliğini somutlaştırır. Film, Adele ile Emma arasındaki ilişkiyi merkeze alır. Adele’in Emma ile tanışması onun hayatını başka noktaya taşır. Filmim belki de en tartışılan, tepki gören yönü sevişme sahnelerin uzatılması ve detaylandırılması olabilir.
Filmin en dikkat çeken yönü Adele’in oyunculuğundaki doğallık olsa gerek. Abdellatif Kechiche’in yönetmenliğini üstlendiği, romantik dram türündeki film, Adele’i en doğal halleriyle beyazperdeye aktarmıştır.
Filmi izleyenlerin kafasını kurcalayan en önemli soru da “ Bir kadın bir kadını nasıl böyle tutkuyla sevebilir?” olmalı. Adele, Emma’yı büyük bir tutku ile sevmektedir. Filmin dikkat çeken noktalarından bir diğeri de beraber yaşamaya başlayan ikiliden Adele’in kadın; Emma’nın erkek rölünü üstlenmesi. Emma, Adele’in ilişki yaşadığı ilk hemcinsidir. Bu sebeple Adele’in sevgisi daha derin ve yoğundur. Emma, Adele’ye göre daha ilgisiz ve rahattır. Emma’da eşcinsellik normal bir boyuta ulaşmıştır.
Filmde Adele’in yaşadığı toplumsal baskılara da dikkat çekilmiştir. Adele’in Emma ile konuşmaya başlamasını arkadaşları yadırgamaya başlar. Çünkü Emma’nın eşcinsel olduğu bilinir. Bu nedenle Adele’i arkadaşları dışlar.
Adele, Emma’nın ilgisizliğinden Emma’yı bir erkekle aldatır. Bunu öğrenen Emma, Adele’i terk eder. Uzun süre Adele, bu ayrılığa dayanamaz. Öğretmenliğe başlar. Emma’yı unutmaya çalışır.
“Mavi En Sıcak Renktir” esasında toplumsal ilişkilere gönderme de bulunan, kişinin özgürlüğü üzerine bir film. İnsanın toplumsal kurallar ya da toplumun varlığına rağmen yine de istediği gibi yaşadığını dile getirmeye çalışır. Adele, her ne kadar toplumun onaylamadığı bir ilişki içerisinde de olsa bunu yaşamaktan kendini alıkoyamaz. O, aslında toplumu çok da önemseyen biri değildir. Adele ile Emma’nın yaşadığı aşk belki bir erkek ile kadının yaşayamayacağı bir aşktır da. Ama her şeyi tüketen insan sevgiyi de tüketmektedir. Adele ile Emma’nın ilişkisinde ayrılığa giden yolda kimin kabahatli olduğu da tartışılır. Emma’daki ilişkilere alışma durumu yani daha önceden benzer ilişkiler yaşaması, Adele’deki tutkunun onda olmaması, belki de bu sonu hazırlamıştır.
Peki, Adele ile Emma birbirlerini sevdikleri için mi istiyordu yoksa cinsellik için mi? Adele’in, cinsel açıdan bir erkekte bulamayıp da bir kadında bulduğu nedir? Bir kadını ya da bir erkeği hemcinslerine yakınlaştıran nedir? Sadece cinsellik mi?
Sonuç olarak bana göre “Mavi En Sıcak Renktir” acı bir aşk hikâyesidir. Adele’in doğallığı da unutulmamalıdır.
abooo.porno lannn bu! bi de üstüne konuşup kıymetlendiriysiniz..porno niyetine izlenir bi film…akılda tek kalan şey: Çılgın doğal ataşlı sevişme sahneleri..ne bi söz, ne bi müzik ne bi resim…sadece hayvani şeyler 😀