
Damien Rice İrlandalı, gitarıyla kendi halinde müzik yapan, bunu yaparken de piyasa müziği diye tabir edilen, Avrupalıların “mainstream” dedikleri akımın dışına çıkabilmiş nadir müzisyenlerden birisi. Onu böyle değerli yapan sadece yaptığı güzel müzik değil aynı zamanda duruşudur da. Onun kişisel dünyasından bir kaç nüans:
Damien Rice hakkında bilmediğiniz 5 şey:
1. Toskana güneşi altında ışığı gördü.
Rice, başta İrlanda’da bir grupta vokal olarak parlamaya başladı. Fakat 90’ların sonunda çıkardıkları 2 tekliden sonra yolları ayrıldı. Bu ayrılığın nedeni müzik yapımcılarının grubun daha “radyo-dostu” bir müzik yapmaya ihtiyacı olduğunu düşünmesiydi.
Bu kopuştan sonra Damien marul ve domates yetiştirmek, resim yapmak gibi mütevazi nedenlerle İtalya’nın Toskana şehrine gider. Aradan geçen 13 yıl boyunca yinelenen ruh halinde sanatsal özgürlüğe bağlılığı ile müziğin tadını yeniden keşfeder.
2. Müzik ailenin zaten içinde – Beş James Bond filminin müziklerinde imzası olan bir kuzene sahip olmak
Damien’in 2002 yılında yayınladığı çıkış albümün “O” da kendisini destekleyen film müziği bestecisi James Arnold, Damien’in kuzeni. Böyle bir kuzene sahip olmak da Damien’i etkilemiş olsa gerek.
Arnold 1997 yılında James Bond filmlerinin müziklerinden ilham alarak içinde Bjork, Iggy Pop ve Jarvis Cocker’dan coverların da bulunduğu bir albüm çıkarmıştı. Bunu takiben eski Bond bestecisi John Barry, Arnold’u Tomorrow Never Dies’ın yapımcılarına tavsiye eder ve o günden beri Arnold, Bond film müziklerinin bir numaralı ismi haline gelmiştir.
3. Bir filozof Damien Rice
Değişim üzerine düşündükleri:
“Hayattaki değişimleri gerçekten seviyorum. Hayatınız her gün değişiyor, ne olduğu önemli değil. Bazı insanlar var ki hiç bir şeyin değişmediğini söylerler, ama değişiyor. Bu tamamen gözlerinin bu değişime ne kadar açık olduğuyla alakalı. Bazen aynı şey üzerinde çok fazla zaman harcayabilirsiniz. Birazcık objektif düşünce ile değişimi hissedebilir ve görebilirsiniz.
Güzellik üzerine düşündükleri:
“Şu yeni bina ve arabalara bakın, eskiden olduğu kadar güzel değiller. Artık çok ucuz ve kalitesiz, plastik şeyler yapıyoruz. Bunu Roma’da görebilirsiniz. Eski yapılar inanılmaz. Yeni şeyler ise sadece karelerden oluşuyor. Ve bunca paraya sahip olmamıza rağmen.”
Korku üzerine düşündükleri:
“İnsanların korkuları var, ve bu acınacak bir şey. Gruptayken ben de öyleydim. Çünkü bu toplumun içinde yetiştim. Toplum tarafından size okula gitmeniz ve iyi notlar almanız, mezun olmanız, mezun olduktan sonra iyi bir iş bulmanız ve iyi bir kariyer yapmanız söyleniyor. Ondan sonra ev, evlilik, çocuklar… Hayattaki bütün bu önemli şeyler sahip olmanız gerektiği söyleniyor. Bana göre bunların hepsi hayatı mahvediyor. Gerçek hayata hissettiğim gibi… Hayata güveniyorum. Bir zamanlar gerçekten kötü durumdaydım, şuan iyi bir durumdayım. Fakat şuan daha mutlu değilim. Mutluluk sattığınız albümlerin sayısıyla ya da bir arabaya veya eve sahip olup olmamakla, sahip oldupğunuz paranın miktarıyla ölçümüyor.
4. Medyayla arası iyi değil
Rice bir röportajında şöyle diyor: “Bütün hayatımı yanlış anlamışım gibi hissediyorum. Ama sonradan bu benim için sorun oluyor, çünkü diğer insanları da yanlış anladığımı hissediyorum. Ama bundan gerçekten çok rahatsız olmuyorum. İnsanların benim hakkımda tamamen yanlış şeyler söylemesi sorun değil.
“…Bir kaç iyi röportaj yaptım, ama gazetede okuduğum hiç bir şeye inanmıyorum. Tek bir zerresine bile. Anlatılanların doğru olup olmadığını asla bilemezsiniz. Asla. Hakkımda tamamen yanlış olan bir sürü şey yazılıp çizildi. Herkesin fikirleri var. Olayları görmek istediğimiz şekilde görür herkes.”
5. Burma ve Tibet’te iyi niyetlere yardımda bulundu
Rice, Burmese Demokrasi Hareketi’nin lideri Aung San Suu Kyi’ın serbest bırakılması için yürütülen kampanyayı destekledi. Ayrıca 2008 yılında çıkan ve Dalai Lama’yı destekleyen “Songs for Tibet” albümüne de katkı sağladı. Ayrıca Tibet’in Çine karşı bağımsızlık mücadelesini anlatan belgesel film “When the Dragon Swallowed the Sun”ın müziklerinin yapımına da yardımcı oldu. (Radiohead grubundan Thom Yorke ve ödüllü piyanist ve besteci Philip Glass ile birlikte.) Belgesel, Tibetli sürgünlerle yapılan görüşmeleri de içeriyor.
Damien Rice’ın kişisel yaşmından ve dünya görüşünden sentezlediğim bu detaylardan sonra gitarının sesini duymanız paslanmış kulaklara ilaç gibi gelecektir umarım.
Her dinlediğimde bir barda zilzurna içip gitarıyla şarkılar söyleyip dibe vuran birisi ve onu seyreden, atmosfere kendini kaptırmış bir kalabalık düşlediğim şarkı. Girişte melodinin altına serpiştirilmiş şu bardak tokuşturma sesine benzeyen sesler de atmosferi tamamlıyor.
(Çeviri: http://www.joe.ie/news/newsmakers/five-things-you-might-not-know-about-damien-rice)