
Bu yazımda bu filmlerden diğer 3 tanesini kısaca tanıtmaya çalışacağım. Bugün hakkında yazacağım filmler: 2005 Hint yapımı Black, 2009 yapımı yine bir Hint filmi olan 3 Idiots ve İmparatorlar Kulübü. Hadi başlayalım.
1. Siyah – “Black“ (2005)
“Herkesin alfabesi a,b,c,d,e ile başlarken senin alfaben B,L,A,C,K (siyah ya da karanlık) ile başlıyor, bunu bilmen lazım.”
Bu tür filmler arasında en önemlilerden ve unutulmayacak bir tanesi “Black” filmi. Yine bir Hint filmi. 2 yaşında geçirdiği bir hastalık nedeniyle görmeyen, duymayan ve konuşamayan Michelle adındaki bir kız çocuğu ile onun bu zorlu yaşamında bir süre sonra gözü ve ağzı olan Debraj Sahai’nin hikayesidir “Black”. Artık ailesinde kimsenin umudunun kalmamıştır Michelle ilgili. Debraj ile tanışmadan önce sessiz ve karanlık dünyasında korku içinde yaşayan Michelle’i bu soğuk karanlığından sabırla ve yavaş yavaş çekip alıyor Debraj.

Hayatında tek hissedebildiği şey siyah olan insanların hislerini, dünyalarını o kadar içten ve güçlü bir şekilde hissettiriyor ki “Black”, filmi izledikten sonra insan hem haline şükrediyor hem de bu insanlara karşı çok güçlü bir şekilde empati besliyor. Normalde farkında olmadığımız şeylerle ilgili filmi izledikten sonra çok derin bir içgörü kazanıyor insan. Sadece ellerinizle dokunarak duyumsamaya çalıştığınız bir dünyanın karanlığı ve o mücadele duygusunu başarılı bir şekilde hissettiriyor film insana.
Filmi izleyen bir öğretmenin şöyle durup kendi mesleği ve öğrencileriyle ilgili düşüneceği ve bu konuda az da olsa farklı düşüneceği, ya da en azından hissedeceği kanısındayım.
Ve film bittiğinde şu soruyu sorun siz de kendinize: “Siyah bir renk midir, yoksa bir duygu mu?”
2. 3 İdiot “3 Idiots” (2009)
Yine bir Hint yapımı. Bu kez baş rolde ünlü oyuncu – yönetmen Amir Khan var. Henüz çoğu filmini izlememiş olsam da daha önce izlediğim Her Çocuk Özeldir adlı filmden dolayı olumlu düşüncelerle izlediğim bir film oldu. İki filmi kıyaslamayacağım. Çünkü farklı yerlerdeler. Fakat “3 Idiots” son dönemde izlediğim mükemmel filmlerden birisi oldu.
3 Idiots klasik eğitim sistemine ve eski tip öğretmen imajını sarsıcı nitelikte bir film. Öğrencilerin hayattan ve onun gerçeklerinden kopararak geçersiz bilgileri yüklenmelerine neden olan ezberci eğitim sistemini ve bu yaklaşımı benimseyen eğitimcelere ağır ve aynı zamanda eğlenceli bir eleştiri “3 Idiots”.

Bunun yanından öğrenciler arasında rekabetin ön planda olduğu sistem de eleştiriliyor. Ranco bir bu konuda bir sahnede şöyle diyor “Neden birinin başarısızlığı herkese ilan ediliyor ki? Eğer demir eksikliğiniz varsa doktor bununla ilgili size ilaç mı yazar yoksa bunu televizyona mı verir?”
“All is well” sloganı da filmin diğer önemli bir parçası. Hayata karşı ne olursa olsun mutlak umutla bakmamız gerektiğini filmin her bir on dakikasında bir şarkı eşliğinde bu sloganla daha derinden hissediyoruz.
2 saat 44 dakika süren filmden çıkarılacak o kadar güzel dersler var ki. Bu kadar uzun bir film olmasına rağmen ne zaman biteceğini hiç merak etmeyeceğiniz, zaman zaman duygu dolu sahnelerde duygulanacağınız, belki gözlerinizden bir kaç damla alacak bir film “3 Idiots”. Yani hayat dolu bir film. Mutlaka izlenmeli.
3. İmparatorlar Kulübü “The Emperor’s Club”
Mesleğine aşık olan son derece idealist ama aynı zamanda sıkı kuralları olan klasik bir öğretmen tipi de çizen William Hundert, St. Benedict’s Akademi’de eğitmenlik yapan bir tarih profesörüdür. Yeni okul döneminin açılmasıyla birlikte yeni öğrenciler gelmiştir William Hundert’ın sınıfına. ‘The Emperor’s Club’ isimli geleneksel sınıf yarışması için öğrencilerin son derece sıkı çalışması ve seçilen üç öğrenciden biri olması gerekmektedir. Ancak öğretmenin hayatı sınıfa ünlü bir politikacının oğlu olan Sedgewick Bell isimli öğrencinin gelmesiyle değişecektir.
Filmin William Hundert’tan sonraki en önemli oyuncusu olan Sedgewick Bell asi, bencil ve tembel bir öğrencidir. Aile tarafından dışlanan ailesinin zenginliği altında ezilen ve ilgi eksikliğiyle büyüyen Sedgewick Bell ilk başta William Hundert’ın sınıfındaki bazı öğrencileri olumsuz yönde etkiler. Ancak William Hundert, Sedgewick Bell’e güvendiğini ve onu sevdiğini hissetirmesiyle Sedgewick Bell’ de büyük değişimler görülmeye başlanır. Aslında William Hundert Sedgewick Bell’in senator babasıyla tanıştıktan sonra Sedgewick Bell’in asi, tembel ve bencil olmasını da yadırgamaz. Çünkü baba Bell’in tek düşüncesi siyasi hayatı ve elindeki güçtür.

William Hundert bazı inisayitifler alarak ve büyük çabalar sonucunda Sedgewick Bell’in yarışma için ilk üçe girmesini sağlar. Ancak William Hundert Sedgewick Bell’in yarışmada kopya çekmesiyle bir hata yaptığını düşünür. Yıllar sonra Sedgewick Bell’in bu yarışmayı yeniden yapmak istemesiyle William Hundert’ın Sedgewick Bell’in değişebildiği düşüncesiyle içinde bir umut doğar. Sedgewick Bell’in davetini kabul eder. Ancak büyük bir hayal kırıklığı yaşar; çünkü değişen hiçbir şey olmamıştır, Sedgewick Bell hala geçmişteki o aptal çocuktur.
“İmparatorlar Kulübü” gerçek bir öğretmen nasıl olmalıdır, sorusunu Mr. Herbert üzerinden oldukça gerçekçi ve etkileyici bir dille anlatmaya çalışan bütün öğretmenlerin mutlaka izlemesi gereken filmlerden biridir. Film, gerçek bir öğretmen nasıl olmalıdır, sorusuna cevap bulmaya çalışırken aslında gerçek bir insan nasıl olur cevabını da vermeyi başarır. Ayrıca gerçek bir öğretmen olmaya çalışanın işini hakkıyla yerine getirdiği müddetçe gelecekte yetiştirdiği öğrencileriyle gurur duymanın zaferini de erişeceğini izleyiciye yaşatır. Ve asıl olanın bu manevi doyum olduğunu her sahnesiyle söylemeye çalışır. Elbette insanın kusursuz bir varlık olmadığı zaman zaman hatalar, yanlış seçimler yapacağı ve hatta kendini yanlış öğrencilere inandırma zorunluluğu duyacağını da hissettirir.