DENEMEEDEBİYATGÖKTÜRK YAŞARYAZARLAR

KALİTELİ EĞİTİM SÜRECİ YA DA TİLKİ SANAT: DİSİPLİNLER ARASI SANAT KOLEKTİFİ

Pandemi hayatımıza girdiğinden beri çevrimiçi eğitimlere ilgimiz bir tık daha arttı. Sertifikalı veya sertifikasız çevrimiçi her eğitim bizi cezbetmeye, eski normal hayatımızdakine göre daha çok merakımızı kamçılamaya başladı.

Kimimiz bu durumun yıllardır istediğimiz projeleri harekete geçirmek için kullanmaya başladı. Örneğin; yabancı dil, el işi, yemek, tarih, sanat, edebiyat gibi çevrimiçi eğitimler ev hayatımızda merkezi bir konum oldu. Bu yazıda size anlatmak istediğim de az önce kısaca bahsetmiş olduğum çevrimiçi etkinliklerden birisi olacak. Fakat bu bir etkinlikten çok bir atölye. Evet, yanlış duymadınız bir atölyeden bahsedeceğim: Tilki Sanat.

Tilki sanat, birkaç yıl önce uzman sanat tarihçi Çağatay Olgun tarafından kurulmuş bir “Disiplinler arası sanat alanı”. Dünyanın farklı her bölgesinden sanat meraklıları tarafından ziyaret edilen bir kurum bu. Verdiği eğitimler başta olmak üzere çeşitli etkinlikler, sergiler, söyleşiler, konuşmalar, oda tiyatroları gibi çeşitli faaliyetler ile insanlara ulaşma gayesindeler. Dilerseniz size yaptıkları birkaç faaliyetten ve eğitimlerinden bahsetmek istiyorum. Bahsetmeden önce iki atölyesine katıldığımı ve birinci gözden her şeyi size kısaca nakletmeye çalışacağımı bilmenizi isterim…

Tilki Sanat ile ilk tanışmam 2019’da İzmir’de olmuştu. Bir fanzin etkinliğimiz burada gerçekleşmişti. Ben o zamanlar Tilki Sanat’ı tanımıyordum. Ama sonraki aylarda sosyal medyada karşıma sık sık çıkmaya başladı. Çeşitli etkinlikleri ile gözden çok beyin doyuran istikrarı ile bugün azımsanmayacak kadar meraklı öğrencileri ile karşımızda. Peki, bu atölye eğitimleri ile tanışmam?

O da çok yakın bir zamanda değerli ağabeyim Efe Elmastaş sayesinde oldu. Dersine katıldığım ilk andan itibaren Çağatay hoca beyefendiliği ile tüm öğrencilerini mest etti. Şimdi diyeceksiniz bu kibarlık, el üstünde tutma çabası eğitimler ile ne alaka arkadaşım? Evet, haklısınız bu düşünce eğitimin iyi olduğu anlamına gelmiyor. Fakat ben size derslerine katılmaya başladığım ilk andan itibaren bu kadar bilinçli ve öğrencilerinin serbest fikir ve yaratıcılık ile yoğuran bir hoca daha önce hiç görmediğimi söylesem? 18 yıldan beri sıralarda dirsek çürüten biri olarak ben daha önce böyle bir hoca görmedim. Hem aydın hem kibar. Özellikle duygudaşlığı müthiş anlıyor. Anlayacağınız üzere benim için kıymetli bir hoca, bir fikir babası oldu.

“Tilki Sanat’ta şu sıralar hangi eğitimler var?” Derseniz: Çağdaş Sanat Tarihi – Günümüz Sanatçıları: Çağdaş Sanat Okumaları – Bebop Caz Tarihi – Sanat Okuryazarlığı – Modern Sanat Tarihi – Eser Çözümleme – Sanata Yön Verenler: Klasikler – Kavramsal Sanat – Sanatın Çirkin Tarihi – Estetik Deneyim, İzleyici Olmanın Dayanılmaz Hafifliği – Temel Sanat Kavramları – Temel Sanat Tarihi ve daha birçok eğitim ile öğrencilerini bekliyor.

Girdiğiniz ilk derste eğitmen size yaptıkları işin bir para kaygısından çok günümüzde artık pek olmayan şeyin asıl amaçları olduğunu üstüne basa basa söylüyor: Bağ kurmak! Bu cümleyi ilk duyduğum an doğru yere geldiğimi anlamış oldum. Düşünün; özellikle pandemi döneminde kapitalizmin doruğa çıktığı şu sıralarda tanımadığınız biri karşınıza çıkıyor ve diyor ki; “Merhabalar, maddi bir kaygımız yok, amacımız bağ kurmak!” Size biri bunu söylese siz ne düşünürsünüz? Sanıyorum ki benim gibi doğru yere geldim dersiniz.

Eğitimler genelde 4 oturum (ders) oluyor, oturum (ders) başı en az 2,3 saat sürüyor. Her ders sonunda dilediğiniz kadar eğitmene soru sorma hakkınız var. Bu çok hoş. Hatta eğitmenin “sabaha kadar konuşabiliriz arkadaşlar. Önemli olan sizin verim alıyor oluşunuz, anlamanız.” Demesi ayrı bir güzellik. Bunun yanında her oturumdan önce ve sonra özel slayt dosyaları, kitaplar, makaleler ile beslenmeniz işlerinde ne kadar profesyonel olduklarını hissettiriyor insana. Ben bir atölyeyi (eğitimi) tamamladığımda elimde bulunan kaynak sayısı 42 idi. Siz düşünün gerisini…

Diyelim bugün müsait değilsiniz, işiniz var ve bugünkü eğitime katılamayacaksınız. Ama para da verdiniz. Ne olacak şimdi? Hiç merak etmeyin. Tilki Sanat kaçırdığınız her oturum için sizden ek ücret almıyor. Bilakis siz söylemeden onlar size diyor ki: “Dilerseniz bir telafi dersi yapalım?” Bu tarz çok örnek verebilirim size. Çok karşılaştım. Bunları anlatmamın sebebi yukarıda bahsettiğim “Bağ kurmak” felsefesinin somut adımlarıdır.

Tilki Sanat’ta geçirdiğim süre boyunca izlenimlerimi kısaca ve elimden geldiğince anlatmaya çalıştım. Daha birçok şey söylenebilir lakin sizi de sıkmak istemiyorum. (Belki konuya bir merak doğar? İşte o zaman ek yazılar ve hatta Tilki Sanat ekibi ile bir röportaj bile gerçekleştirebiliriz. Neden olmasın?) Ama ısrarla söyleyebileceğim tek şey; Tilki Sanat’ın herhangi bir atölyesinin en az bir oturumuna katılmanız. Bu arada ilk oturumlar her ne alanda, kategoride olursa olsun ücretsiz! Bunu katılımcıları yani öğrencileri sanata teşvik sağlanması amaçlı gerçekleştiriyorlar.

Gidin bir dersine ücretsiz şekilde girin ve görün. Dediklerime sizde katılacaksınız. “Belki de keşke daha önce neden başlamadım ben!” Tarzında kendinize dem vuracaksınız, benim gibi. Kaliteli eğitim süreci ve kaliteli eğitimciler ile Tilki Sanat sizi bekliyor…

Göktürk Yaşar

Şair ve yazar. Çeşitli mecralarda yazıları yayımlandı. Şimdilik iki kitabı var. İçmeyi ve sıçmayı sever.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu