SORU - CEVAP

ANTON KARACA – TAYLAN ONUR SÖYLEŞİSİ…

Anton Karaca: Namı diğer Black Ronin sessizliğini bozdu. Taylan Onur. Neden yıllarca Black Ronin olarak yazdınız? Black Ronin sizin için ne anlam ifade ediyor?

Taylan Onur: Black Ronin sessizliğini bozdu yerine Black Ronin fırtınalarını serbest bıraktı demek daha doğru. Çünkü annemin yaklaşık 5 yıl süren kanser tedavisi süresince yaptığım şey biriktirmekti. Cinnetler, öfke nöbetleri, felaketler ve fırtınalar. 3 Mayıs 2021’de annemi kaybettim ve şimdi yaptığım bunları serbest bırakmak. Onun dünyadan alacaklarını tahsil ediyorum. Benden istediği buydu. Bu isimle yazmamın temel sebebi şu oldu. Bedenimi mükâfatlardan azade etmek. Ve yüzüne savaş sırasında maske takan samuraylar gibi bir kimlik gizleme derdi. Şimdi Taylan Onur olarak bu kimlik deşifre oluyor fakat artık savaşı açık hale getirmek istiyorum. Kolayca hedef alınmak ve hedef almak. Barış yok, tolerans sıfır, sadece süreğen bir saldırı hissinin peşinden gitme isteği benim ki. Black Ronin’i felaketlere Taylan Onur’u Ozan Baygın’ın ısrarlarına ve teşviklerine borçluyuz.

Anton Karaca: Üretken olduğunuz bir dönemdesiniz ve Zerk fanzin, cookbook’lar derken Cinnet Totem’i şiir kitabınızla okuyucularınıza şiirle bütünleşmiş bir kaosu seyir ettirdiğinizi düşünmekteyim ve psikedelik yolculuklar… Kaos demişken Kaos’un Göreceli Anatomisi şiiriniz de beynimde şimşek gibi çaktı an be an. Cinnet Totem’i bu şiir serüveninizde nasıl günyüzüne çıktı? Cinnet diyoruz ne de olsa. Bu kelime tüylerimi ürpertiyor…

Taylan Onur: O şiiri Büyükada’da Galatasaray Üniversitesi felsefe bölüm başkanına sanat sabotajı gerçekleştirirken okumuştum. Bunun hikâyesi biraz uzun olsa da şöyle; öncelikle söyleşi başlamadan kapının önüne stand açtık ve “yerli karanlık madde, anti madde, higgs bozunu bulunur” gibi birkaç döviz vardı. Zabıta geldi. Burada satamazsınız dedi ve mallara el koydu. Bizde gerildik tabi. İçeri girip ortamı sanatsal terörize etmeye başladık. O şiiri orada birkaç dakikada yazmam gerekti. Not: Profesör şu an Fransa da kanser tedavisi görmekte ve geçtiğimiz aylarda bana ulaştı ve eylemimizin haklı olduğunu yeni anladığını söyledi. Lacan gibi o da onurlanmış falan filan. Entelejansiya işte. Özürleri bile mükâfat devşiriyor. O şiir böyle doğmuştu.

Anton Karaca: Ghetto serisi “yeraltınındır.” Manifestodan belleğime almıştım. Yeraltından yerüstüne yansıyan bu bütünlükte Ghetto serisi hakkında bizlere neler söylemek istersiniz?

Taylan Onur: Ghetto serisi bir extremite toplamıdır. Uçların, sınırların şiirlerini ve ötesini amaçlamaktadır. Bu projenin içinde olmaktan onur duyuyorum. Psytrance, dekonstraktif, cut-up, cover-up, anti-şiir gibi bazıları Türkçede ilk örnekleri olan şiirleri yayımlamakta. Bir dosya bir diğerinden daha iyi demek mümkün değil. Bir dosya diğerinden daha delice denebilir. Okuyacak insanlar bizi öylece satın alıp bir tadına bakayım derken kanamaya başlayabilir. Bu açıdan sizin vasıtanızla uyarmış olayım. Tadı acıdır. Beddualardır. Lanetleme ayinlerinde okunacak dualar tadındadır. Ruhumuzu servis ediyoruz. Lütfen ellerinizle yiyiniz. Çatal bıçak kullanmayınız.

Anton Karaca: Sizi etkileyen sanatçılar kimler? Sizi etkileyen eserler neler?

Taylan Onur: Albert Caraco, Henry Miller, Unabomber, Yukio Mishima, Dante, Shakespeare ( ki ezberden yazamayan siktirsin gitsin.), Boris Vian, Marques de Sade, Masoch, Derrida, Baudrillard, Blanchot, Trevanian, Oğuz atay, Orhan Veli, Ateş hücreleri, Görünmez komite, Hemingway, Poe, Baudelaire, Blake, Nietzsche, Artaud, Cravan, Kanat Güner, Welsh, Ercan Şarbat, Hakim bey, John Zerzan, Katherina Gogou, Kavafis, Seferis, Mihael Cavahişvili, Musashi, Toshio Matsumoto ve Jikken kobo. Bu daha da yazılacaktı durdum. Ve dedim ki bir saniye. Henry miller’ın buna bir cevabı var.
Beni taşıyan anne yeterince bekledi. Cevap benim işte!

Anton Karaca: Nedir şu fanzin meselesi?

Taylan Onur: Fanzin yeraltıdır. 2009 dan beri fanzin çıkarmaktayım. Ve zaten Black Ronin adı da ordan gelmektedir. Fanzin özgürlüktür. Edebiyatın laboratuvarlarıdır. Bir yerde fanzin sayısı edebiyat hakkında önemli bir fikir verir. Bu sebepten fanzin bir basamak asla değil. Edebiyatın savaş sahası daha çok. Markaların isimlerin bir önemi yok orda. Sadece sen varsın ve okur. Doğrudan temas. Doğrudan eylem. Varsa yürekliler gelsinler fanzinlere. Bandroller onları daha fazla koruyamaz artık. Bizler bilboardlar değiliz. Esaslı okurların kalbindeyiz lakin.

Anton Karaca: Son olarak neler söylemek istersiniz?

Taylan Onur: Son akışımı bozuyor. Çünkü niyetim ustalarım gibi şereflice kendi kaderimi kendim tayin etmek. İşte son sözüm bu beden olacak. O zaman kadar biraz patırtı çıkaralım. Rahatsızlık verelim diyorum. Nefretlerimle…

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu