DENEMEYAZARLARZEYNEP YILMAZ

BİR KEDİ KIZIMIZ VAR, ONUN ADI MİO

Eğer kedi mi seversin köpek mi diye sorsanız buna daha öncesinde köpek diyebilirdim. Çocukken evimizde köpek beslemiştik ama bir kedi ile hiç yakınlaşmamıştım. Bir şeye yabancı olmak bazen onu istememek olabiliyor sanırım. Bana olan buydu.

Neyse ki kapanma günleri bana yaradı. Kedi fotoğraflarına, videolarına baka baka kedi sever olmuştum. Birçok arkadaşımın kedilerle dostlukları vardı. Böylelikle haklarında ufak tefek bilgiler topluyordum. Derken o çok önemli kararı verdik: Bir kedimiz olacaktı, biz de bir kedinin olacaktık : )

Mio bize geldiğinde bir bebeğin annesinden ayrılabileceği aydaydı, yaklaşık iki aylıktı diyebiliriz. Sokaktan gelmişti. Tekir dediklerinden, üç renkli olanlara kalico dendiğini öğrendim. (Yazının görselinde kullandığım Mio’nun en sevdiğim fotoğrafı.) Kedi bakımı ile ilgili etrafımızda bilgi alabileceğimiz birçok arkadaşımız vardı. Bu fırsatı olabildiğince iyi değerlendirdik.

Bu yazıda özellikle edindiğim bilgileri ve tecrübeleri aktarmayı planlıyorum. Hem benim gibi başta çekimser olanlar için fikir verici olur hem de daha bakıcılıklarının ilk günlerinde olanlar için tecrübe paylaşımı olur diye umuyorum.

Öncelikle şunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki Mio iyi ki bizimle. Hayatımız çok daha sevgi dolu. Tüm diğer türlere karşı çok daha duyarlı ve sevgi dolu hissediyorum. Bunun hayatımdaki ve hayatlarına dokunma fırsatı bulabileceğim hayvanlar için anlamını hissedebiliyorum.

Bebekler için altın top derler ya, bizim altın topumuz Mio. Evin içinde ne zaman hareket etsek gözlerimiz Mio’yu arıyor. Ona sesleniyoruz, onu öpüp kokluyoruz. Biz otururken yanımıza geldiği zaman “Hoşgeldin Mio!” diyoruz. O da bizimle konuşuyor.

İyi ki bu kararı vermişiz. Umarım hayatlarına bir canlı alabilecek ve o canlıya gerçekten sevgiyle, ilgiyle bakabilecek herkes bu fırsatı kendine verir.


YEME İÇME
  • Kedilerin farklı dönemleri için farklı mamaları var. Yavru, kısır, yetişkin bildiklerim. Mio için kısırlaştırılana ve yetişkin olana kadar yani bir yaşına kadar yavru maması satın aldık. Veterinerimiz mama veriyorsak evdeki gıdalardan vermemize gerek olmadığını anlatmıştı. Genelde ikisinden birisi yapılıyormuş, Ya yalnızca mama veriliyormuş ya da evsel gıdalar. Biz de pratik olması bakımından ve de mamalarda gerekli tüm besin maddeleri olduğu için yalnızca mama vermeye karar verdik.
  • Yediklerimizden bir şey vermek istersek, çok ender olarak, veterinerimiz tuzsuz peynir, yumurta sarısı veya beyazı ve yoğurt verebileceğimizi söyledi. Yoğurt özellikle bağırsak florasına iyi gelebilirmiş. Böbrekleri için verdiğimiz şeyin tuzsuz olması çok önemliymiş. Bu arada kediler etçil hayvanlar. Yalnızca hayvansal ürünler yiyebiliyorlar.
  • Hep alışıldığı üzere ilk başlarda biz de Mio’ya özellikle oyun oynayıp, avını yakalama hazzını tadması bakımından çeşitli ödül mamaları veriyorduk. Daha sonra veterinerimiz bu ödül mamalarında birçok katkı maddesi olabileceğini, vermemeyi de tercih edebileceğimizi önerdi. Bundan sonra ödül maması vermedik. Mio da pek ödül maması aramadı doğrusu.
  • Su içmesi çok komik. Sanırım hepsinin farklı alışkanlıkları var. Kendi su kabından değil ama haricindeki her şeyden su içmeye çalışıyor. Özellikle de benim kocaman su bardaklarımdan. Önceleri Mio su içtiği zaman suyumu döküyordum ama şimdilerde görmemezlikten gelip “Bir şey olmadı ki!” diyorum. Tıpki yurtlarda diş fırçamız yere düştüğü zaman hemen alıp bir şey olmamış gibi davranmamız gibi.
  • Her gün Mio’nun suyunu değiştiriyorum. Ama bahsettiğim gibi kabından pek su içmiyor. En sevdiği bizim avcumuzdan su içmek. Ne zaman birisi musluğu açsa saniyesinde Mio onun yanında oluyor ve su mırıldanmasına başlıyor. Su içmesi o kadar uzun sürüyor ki bu kadar su içebildiği için onunla gurur duyuyorum. Su içme konusunda Mio’yu kendime örnek alıyorum.
  • Kediler köpekler gibi değiller, aç olunca yiyorlar, doyunca yemiyorlar. Bu yüzden veteriner verdiğimiz mama miktarı bakımından endişelenmemiz gerektiğini söylemişti. Biz de öyle yaptık. Pek ölçerek vermiyoruz. Kabına her gün mamasından bir miktar koyuyoruz, bittiği zaman, genelde günde bir kere sabahları oluyor mamasını yeniliyoruz.
  • Sanırım ıslak mama vermek kişinin imkanlarına bağlı bir şey olabilir. Arada bir değişiklik olsun diye ıslak mama veriyoruz ki genelde bayılarak yiyor. Ama yüzde seksen kuru mama veriyoruz diyebilirim. Islak mama verirken de bir paketi genelde ikiye veya üçe bölerek veriyorum. Sanki bağırsakları bozulabilir gibi bir korkum oluyor bu yüzden bölerek vermeyi seviyorum.
  • Takviye olarak tüylerinin sağlıklı olması için omege 3 yağı kullanıyoruz. Bu yağı kuru mamasına her gün bir iki damla damlatıyoruz.
  • Bağırsakları bozulduğunda kullandığımız harika bir probiotiği var, bunu içmeye bayılıyor.
TUVALET ALIŞKANLIĞI
  • Kediler bebekken annelerinden tuvaletlerini yapınca kuma gömmeleri gerektiğini öğreniyorlar. Bu eğitimi almış bir kedinin bakımı oldukça kolay oluyor.
  • Kediler için hep çok temiz hayvanlar dendiğini duymuşumdur. O kadar temizler ki eğer kumları kirli olursa o kirli kuma tuvaletlerini yapmazlar denir. Çok şükür ki bunu deneyimleme durumunda hiç kalmadık.
  • Şimdiye kadar kumunu temizlemeyi hiç unutmadık. Hatta bu süreçte genelde evde olduğumuz için diyebilirim ki günde en az üç dört kez Mio’nun kumunu temizliyoruz. Ben zaten çöp dökmeyi her zaman sevmişimdir. Kum temizlemek de bir diğer hobim oldu. Zaten kumun paketinde “olabildiğince hızlı temizleyin” uyarısı var. Biz buna uyuyoruz. Evde hiç koku olmuyor bu nedenle.
  • Bu arada Mio tuvaletini yaptıktan sonra bizi çağırıyor, çok sevimli bir seslenişi var: Bakın ne yaptım!
  • Mio yalnızca bir kez tuvaletini kum dışında bir yere yaptı o da kısırlaştırma ameliyatı olduğu zamandı. Yarı baygınken bunun olabileceği hakkında veterinerimiz uyarmıştı.
  • Bu arada kum olarak organik Tofu kullanıyoruz. Mio için en az toz çıkaran ürünü tercih etmeye çalıştık. Bir iyi tarafı da kumu direkt tuvalete atabiliyor olmamız. İlk başta kullandığımız kumları poşete koyup çöp kutusuna atmak çok fazla plastik kullanmamıza sebep oluyordu. Tuvalete atmayı biraz daha çevreci bulduk. Oldukça memnunuz. Tavsiye edebilirim.
  • Bu arada ender de olsa kumunda fazla oynayıp veya ayağıyla kakasına basıp ayaklarının kirlendiği hiç olmuyor değil. Bu bakımdan biz de dikkatli olmaya çalışıyoruz. Kızımızın sağından solundan haberimiz oluyor genelde.
Kedi kumumuz
TEMİZLİK
  • Kediler dakikalarca ve gün içinde sanırım saatlerce kendilerini yalayıp temizliyorlar. Oldukça temizler. Mis gibi kokuyorlar.
  • Kulaklarını tam temizleyemediği için arada nemli pamukla temizliyoruz. O esnada mest oluyor.
  • Gözünü, kulaklarını temizlerken kullandığımız bir solüsyon var, alttaki fotoğrafta görebilirsiniz. Ama her zaman bu solüsyonu kullanmıyoruz. Bazen kendi toniğimi veya musluk suyunu da kullandığım oluyor.
  • Kediler yıkanmaktan nefret ediyorlar. Pek onlara göre bir şey değil. Zaten yıkanmalarına gerek de yok çünkü sürekli kendilerini temizliyorlar. Ancak yukarıda bahsettiğim gibi ayakları kirlenirse önce silmeyi en son ihtimalle yıkamayı deniyoruz.
OYUN OYNAMA
  • Kediler oyun oynamayı severler. Günde en az iki kez 10-15 dakika oyun oynamaya çalışıyoruz. Doğrusu zaten hızlı yoruluyorlar.
  • Mio’nun en sevdiği oyuncağı minik fareler : ) Onları evin bir ucundan diğerine fırlatıyoruz, o da koşarak onları yakalamaya çalışıyor. Köpekler gibi oyuncağını getirme huyu olmadığı için onun yerine attığım yere koşup oyuncağı diğer tarafa atıyorum. Yani sağ olsun sayesinde biz de hareket ediyoruz.
  • Evde bebek varmış gibi her odada yerde minik farelerimiz var. Bana oldukça sevimli geliyorlar. Ancak herhangi biri yerde öyle bir oyuncak görünce oldukça ürkebiliyor.
  • Mio sıkıldığında onunla oynamamızı istiyor. Bunu miyavlayarak veya elimize kolumuza ayağımıza saldırarak gösterebiliyor. Saldırmak dediysem ufak ısırıklar.
  • Tırmalama güdüsünü tatmin etmesi için tırmalama hasırı var. Bunda tırnaklarını törpülemeyi seviyor. Bunun haricinde ev eşyalarına Mio da zarafetle yaklaşıyor. Ola ki ev eşyalarından biri ilgisine mazhar olur biz de gözlerimizi dört açıyoruz. Tedbiri elden bırakmamak şiarımız.
TÜY DÖKME
  • Tüy döküyorlar. Oldukça. Eğer çok titiz değilseniz yine de üstesinden gelinebilir.
  • Plastik bir eldivenimiz var bunun için, Mio’yu her gün izin verdiği ölçüde tarıyoruz. Bu sayede tüyleri eldivende kalıyor. Koltuklar için çok iyi tüy toplayıcılar var. Kıyafetlerimiz için döner yapışkanlı kağıtlar kullanıyoruz.
  • Evi de daha sık süpürmeye çalışıyoruz.
Bahsettiğim ürünler. Sağdaki FurWizard koltuklar için harika bir ürün. Bizimkinin sapı kırıldı sizi şaşırtmasın.
UYKU SAATİ
  • Kediler gerçekten çok uyuyorlar. Bir bebeğin uyuyuşunu izlemek ne büyük bir keyif!
  • Kendilerine özel yerler belirlemek en büyük yetenekleri sanki. Günün belli bir saatinde gardırobun içinde uyuyor. Bazen bizim yakınımızda bir koltukta. Akşam saatlerinde yatağımıza uzanıyor. Bu aralar ayakkabılıkta gözüne kestirdiği bir çantam var onun üstünde uyumaya bayılıyor.
  • O uyurken mümkün olduğunca onu uyandırmamaya, yerini değiştirmemeye çalışıyoruz. Ama evin içinde ne zaman bir odadan diğerine geçecek olsak Mio nerede diye bakıp ona kocaman bir öpücük konduruyorz. Gerçi rahatsız olmadığını düşünüyorum çünkü uyurken bile o huzurlu mutlu mırıltısını duyabiliyorum.
  • Kediler avcı oldukları için geceleyin tam bizim uyuyacağımız saatlerde hareketleniyorlar. Ancak bu çok uzun sürmüyor diyebilirim. Uyurken kapımızı açık bırakmaya başladık. Ne zaman isterse ayak ucumuza kıvrılıp yatabiliyor. Bizi rahatsız ettiğini pek söyleyemem. Biz uyurken oyuncu moduna geçerse onu kibarca odadan çıkarıp kapıyı kapattığımı eklemeliyim. Eskiden kapalı kapıya miyaklardı ama bu aralar pek bunu yapmıyor.
TATİLLER
  • Tatillerimizi mümkün olduğunca kısa tutmaya çalışıyoruz. Kedilerin seyahati sevmediğini duymuştum. Bu nedenle onu hareket ettirmemeye, onun düzenini bozmamaya özen gösteriyoruz.
  • Bunun için bulduğumuz bir yöntem, bu konuda çok şanslı olduğumuzu düşünüyoruz, biz tatildeyken Mio’ya çok iyi bakabilecek dostumuzu eve davet etmek. Yani Mio’nun düzeni yerine arkadaşımızın düzenini bozuyoruz. Gerçekten çok şanslıyız.
  • Mio ile tatile çıkma deneyimimiz olursa bundan da bahsederim lakin henüz bunu denemeye hazır değiliz.
  • Kediler her ne kadar evde bir iki günlüğüne yalnız kalabilecek olsalar da mümkün olduğunca Mio’yu yalnız bırakmamaya çalışıyoruz.
AŞI-OPERASYON TAKVİMİ
  • Kuduz aşısı oldu.
  • Her üç ayda bir iç-dış parazit vuruluyor. (Vuruluyor doğru kelime mi bilemedim, aşı gibi bir şey değil. Dış parazit tüylerine sürülüyor, iç parazit için de bir şey yutuyor.)
  • Kısırlaştırma için bir yaşını doldurmasını bekledik. Veterinerimiz yedinci sekizinci ayında da operasyonu yapabileceğini söylemişti.
GENEL PRENSİP OLARAK

Genel prensip olarak Mio’nun alanına saygılı olmaya çabalıyoruz. Fazla sevilmek istemediği zaman onu bunaltmamaya, her zaman kumunu temiz tutmaya, suyunu mamasını taze tutmaya özen gösteriyoruz.

Bir şeyler kırılıp döküldüğü zaman Mio’ya kızmak yerine bundan ders çıkarıyoruz: Demek ki onu oraya koymamalıydık! Zaten sinek kovalamaca dışında umarsızca koşup atladığı pek olmuyor.

Eğer bir şeyden rahatsız olduğunu bize anlatıyorsa ona olabildiğince kulak veriyoruz. Bununla ilgili zor durumda kaldığımız şöyle bir anımız olmuştu. Kısırlaştırma ameliyatından sonra yarasını yalamaması gerektiği için boynuna koruyucu başlık takmamız gerekmişti. Fakat Mio bu başlığı çıkarmak için her şeyi denemişti. En sonunda çıkaramayınca arkasını dönüp bize küsmüştü. Onu öyle görünce nasıl üzülmüştük! Bir yandan kendi iyiliği için başlığı takmamız gerekiyordu bir yandan da onun bu denli huzursuz mutsuz olması bize çok ağır gelmişti. Umarım bu kadar zorlandığımız anlar olmaz : )


Benim şimdilik aklıma gelenler bunlar.

Sizin tecrübelerinizi duymayı da çok isterim.

Eğer kedi sahiplenmeyi, bir kediye bakmayı düşünüyorsanız sorularınıza elimden geldiğince cevap vermeye çalışırım. Aklıma gelen ana konulardan bahsetmeye çalıştım tabi elbette birçok özel durum olabiliyordur. İlerleyen zamanlarda tecrübelerimle bu yazıyı daha da zenginleştireceğimi düşünüyorum.

Ama söyleyebilirim ki Mio’ya bakmak bizi pek zorlamıyor. Her ne kadar kedilere pek söz geçmez dense de nasıl alışırlarsa öyle gider diye de bir şey var. Bu bakımdan sanırım neye izin verip vermeyeceğimizi Mio da iyi kötü biliyor. Umuyorum bu süreçte siz de pek zorlanmazsınız.

Yorumlarınızı bekliyorum!

Bol patili günler : )

ÖZEL TEŞEKKÜR

Biz tatildeyken kızımıza bakan sevgili dostumuz Taylan’a; ilk elden bilgilerle bize koçluk yapan, sevgisi ile nasıl seviliri gösteren kuzenim Nurdan’a; kedili karikatürleri ile içimizdeki kedi duyarlılığını her daim sıcak tutan sevgili arkadaşım Zeynep’e; Mio’nun bizimle buluşmasını sağlayan arkadaşım sevgili Derya’ya ve kızımızı ilk bulan hayvan sever dostumuz Kübra’ya; fazlaca sorularımla amanın dedirttiğimi düşündüğüm veterinerimiz Salih beye çok ama çok teşekkürler.

Zeynep YILMAZ

Sosyal Girişimci, Kalkınma Uzmanı Gıda Mühendisliği, Tarım Ekonomisi ve Sosyoloji alanında eğitim aldım/alıyorum. Kendimi en çok sosyal girişimci olarak tanımlamayı seviyorum. Sorular sormayı seçiyorum ama cevapları vermeyi değil. Rahatsız eden, sorgulayan, düşündürten, fark ettiren sorular… Cevaplar sizde. Daha çok tanımak isterseniz www.zeynepyilmaz.org'a bakabilirsiniz.

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu