
- Yönetmen: Selman Nacar
- Senarist: Selman Nacar
- Oyuncular: Mücahit Koçak, Nezaket Erden, Ünal Silver
2021 yılı yapımlı “İki Şafak Arasında”, 1990 Uşak doğumlu Hukuk Fakültesi mezunu Selman Nacar’ın ilk filmi. İtalya’nın önde gelen festivallerinden biri olan 39. Torino Film Festivali’nde En İyi Film ödülüne layık görülen, bunun yanında 58. Antalya Altın Portakal Film Festivali, 9. Boğaziçi Film Festivali gibi festivallerde de ödül alan “İki Şafak Arasında” ses getirmeye devam ediyor. Film, sıradan bir Anadolu şehrinde yaşayan gündelik insanların hayatlarının bir günde nasıl değişebileceğini gösteriyor.
Orta ölçekli tekstil fabrikası olan muhafazakâr taşralı bir aile… Kendince adaletli, merhametli ama bu dünyanın da yularını elinden bırakmaya hiç niyeti olmayan bir baba… O babanın tam bir sistem adamı olan büyük oğlu. Yaptığı her eylemi kabullenebilecek bir kalıba sokan kurnaz, şark zihniyetli para kazanma odaklı mini kapitalist. Bunun yanında aslında olan bitene tam da kapital düzenin istediği şekilde yön veren, büyük bir vicdansızlığı ayyuka çıkaran avukat. İnsanın bu avukatı dinlerken adeta kanı donuyor. Avukatın olan biteni art niyetli okumalarla ailenin önüne sürerken karşı tarafın canının yitmesine değil paçayı nasıl kurtaracağına odaklanması tam da bu bozuk düzene yakışır cinsten.

Bir diğer oğlu çarka dâhil olan, olanı biteni kaza olana dek çokta sorgulamayan derdi sevdiği kızla evlenmek olan genç bir adam Kadir. Diğerlerinden farkını filmin her sahnesinde görürüz. Diğerleri, işçi Murat kaza geçirdiği andan itibaren onu değil kendi çıkarlarını düşünürken Kadir merhametini ve evrensel ahlak kodlarını çalıştırır. Aileye yardım etmeye çalışması, ısrarla fabrikanın başına bir şey gelmesini önlemek için gibi görünse de aslında gerçekten yardım etmek ister. Filmin bütün kapital ambiyansının içinde işçiye robot ya da eşya gibi davranmayan tek işveren Kadir’dir.

Fakat olaylar ilerledikçe işler içinden çıkılmaz bir hale gelecektir. Babasının ve abisinin yansıttıkları gibi masum olmadıklarını geç olmadan anlayacak ve onlarla bir hesaplaşmaya girecektir. Üçünün evde tartıştığı sahne Kadir için inancının sarsıldığı bir dönüm noktası. İsçi Murat, çoktan ölmüştür ama Kadir’den bile saklanmıştır. Bir insanın ölümü – eğer emekçiyse – çalışması gereken işleri yetiştirmesi gereken bir makineden daha önemsizdir. Kapitalizm, böyle bir şeydir. İnanç, ahlak onun uğruna makyajlanabilir, çeşitli bahanelerle, gerçekler örtbas edilip müthiş derecede ürkütücü olan filmdeki durum bile normalleştirilebilir.
Filmde ölüm haberini Murat’ın eşine vermeye giden Kadir’in bir türlü söyleyememesi ve kadının kocası için yaptığı pastadan yemesi için Kadir’e ısrar etmesi. Bu sahne beni derinden etkiledi. Bu sahnede ölümün tadı var, emek verenin hayatının hiçe sayıldığı ve emeğinin yendiği imgesi var. Bu sahnede yok sayılmak üzerinden varlık elde etmek ama sonsuz kere sıfırlamak var. Kapitalizmin köleleri olan bizler öldükten sonra bile kemirilmeye devam edeceğiz sahiplerimiz tarafından.