
Ozan başladı söze oturduğu minderden
Dilketin û dîlketin* arası fark nokta mıdır sadece?
Özdeş halkalarıdır ikisi de girdabın
İkisi de tekleşip cisimleşir sende
Toprağa düşen ilk özgürlük tohumu,
Bedenin barikatında isyana çağrı oluverir
Tünel kazdırıp firar ettirir hafızaya anıların karanlığından
Sprey boyayla alanlara yazılmış illegal bir aşka dönüşürsün
İmgen canlanır ansızın anason kokulu duvarlarda
Gözlerinde üç çeyrek bakışı…
O an velayeti el değiştirir kalbimin
Yüzün uçurum olur baktıkça içine çeken
Avuç içlerinde gizli intihar merhabası
Yaşamıyorsundur aslında ellerini tuttuğun vakit
İllüzyondan ibarettir aldığın her nefes
Kanıksadığın şey ise boşluk / ve
Başlatır düşüşü farkına varmak boşluğun
Kılgıyı öldürür günün akışında
Yoktur aslında akşamın büyüsü
Sessizliği vardır içine gömüldüğümüz
Dişimizin sızısını daha da hissettiren kimsesizliği
…
Noktayı koydu derviş posttan
Cemşit mi, İlyas mı ikilemi çıkmaz sokaktır sultanın gönlünde?
Palyatif seçimleri mantığın avutamaz içindeki sancıyı
Aşk mıdır yoksa emek mi aslolan?
Aşk gibi değildir emek
Sahipsizdir, bencilliğe isyanıdır paylaşımın
Sonu sanatoryum,
Yeriyse kimsesizler mezarlığıdır…..
(Dilketin û dîlketin* : âşık olmak ve esir düşmek)
..
Aşk güneşi selamlayıp ipek yoluna dizilen kervandaki tendir
Esaretse paralelinde kayboluş
..
Yüreğinize sağlık sayın hocam 🌸
..
Aşk; güneşi selamlayıp İpek yoluna dizilen kervandaki tenin özüdür,
..
Esaretse; parelelindeki istemsiz kayboluş
..
Teşekkür ederim 🙏🌼
Yüreğinize sağlık sayın hocam 🌸
Değerli Veysel hocam yine çok hoş bir şiirle karşımızdasınız size özgün bir tarz yaratıp bizlerle paylaştığınız için size sonsuz teşekkürler şiirlerin devamını beklemekteyiz başarılar dilerim 😉
teşekkürler 🙂
Değerli Veysel hocamız size özgün bir tarz yaratıp bizlerle paylaştığınız için çok şanslıyız 😉